Haber

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Erk: “Finansal Sıkıntılar Nedeniyle Böbreğini Satmak İsteyenlerin Sayısı Organ Bağışçılarını Geçti”

HABER: EDDA SÖNMEZ – Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, pandeminin etkisiyle organ bağışının önemli ölçüde azaldığını, tüm dünyada yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle böbreğini satmak isteyenlerin sayısının arttığını belirtti. “20 civarında böbrek satışı talebi var. Eskiden bu rakamlar günde 5 civarındaydı. Bunu yıllık bazda hesapladığımızda 7 bin 200 civarında çıkıyor ki bu oldukça büyük bir rakam.” .

Ülkede yaşanan ekonomik kriz ve artan enflasyonla birlikte yoksulluk geniş kitlelere yayılmaya devam ediyor. Vatandaşlar da yaşadıkları maddi sıkıntılar karşısında çeşitli yollarla ayakta kalmaya çalışıyor.

Türkiye’de ekonomik sorunlar nedeniyle böbreğini satmak isteyenlerin sayısında önemli bir artış olduğu, yasa dışı yollardan böbreğini satmak isteyenlerden bir kısmının Türk Böbrek Vakfı’na başvurduğu ortaya çıktı. Konuyla ilgili olarak ANKA Haber Ajansı’na konuşan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, telefonla arayan kişilerin vakıf yöneticileri tarafından bilgilendirildiğini ve kararlarından caydırılmaya çalışıldığını vurguladı. Erk dedi ki:

“Organlarını satmak isteyen yüzbinlerce insan var: Organ bağışı sayısındaki düşüş artık pandemi ile ilişkilendirildi. Salgın henüz bitmedi. Bu nedenle böbrek nakli başta olmak üzere tüm nakiller için hastanelere gelip gerekli tetkikleri yaptırmak zorunda kalıyorlar. Endişe var, onun için pek gelmediler. Sayılar düştü. Artık yavaş yavaş 2019’un pandemi öncesi koşullarına geliyoruz. Bu ilişkilerden biri. Bağış yapmak isteyenler dışında satmak isteyenlerle ilgili bir durum var. Durgunluk, durgunluk ve ekonomik sebeplerden dolayı sadece ülkemizde değil yurt dışında da organlarını satmak isteyen onbinlerce, yüzbinlerce insan var.

ÜLKEMİZDE ORGANLARINI SATMAK İSTEYENLERİN SAYISI BAĞIŞÇILARDAN ÇOK YÜKSEK: Maalesef ülkemizde organlarını satmak isteyenlerin sayısı organlarını bağışlayanları geçti. Hem yurt içinden hem de yurt dışından sürekli talepler var. Arabuluculuk gerekli. Bunlar günde 15 ile 20 arasında değişir. Önceden, bu sayılar günde 5 civarındaydı. Bunu yıllara göre hesapladığımızda 7.200 civarında ki bu oldukça büyük bir rakam.

BAŞVURULARIN YARISI SOSYAL MEDYADAN, YARISI TELEFONDAN GELİYOR: Hem yurt dışından hem de yurt içinden. Özellikle yurt içinden ortalama talep günde 10-15 civarındadır. Yüzde 50’si sosyal medyadan, diğer yarısı da telefonla geliyor. Tabii o da bizim haber ajansımızdan geliyor. Şu anda gerçekten meşgulüz. Hepsi soruyor, ‘Bu işin ticaretinin yasak olduğunu biliyoruz ama yine de ihtiyacımız var. Bir arkadaşımın böyle bir zorunluluğu var. Verebilir miyim diye devreye giriyorlar. Sonra şimdi öğrendim ki telefona çıkan arkadaşlarımıza ‘Satış yapmak neden yasak’ diyorlardı. O dönem arkadaşlarımızın bazen sabrı kalmamıştı, ‘meclise sorun, meclise’ desinler diye getirdiler. Yani böyle bir durum var.

26 BİN VATANDAŞ ORGAN NAKLİ İÇİN BEKLİYOR: Onun için ne yapılmalı? Mümkün olduğunca kamuoyu bilgilendirilmelidir. Pandemi öncesi şartlara gelmek gerekiyor. Yılda yaklaşık 4.000 böbrek nakli gerekiyor. Şu anda 26 bin vatandaş organ nakli için sıra bekliyor. Bunun büyük çoğunluğu 22.500-23 bin, böbrek nakli sırada ama burada gördüğünüz diyalize giren toplam hasta sayısı 62-63 bin. Hepsi olmayabilir, ancak bu röportajı yaptığımız anda yaklaşık üçte biri böbrek nakli için sırada bekliyor. Organ bağışı, organ bağışı, onun için elimizden geldiğince organ bağışı… Bu konuyu konuştukça; Bunun çok yeterli bir mükafat olduğu, Kuran’da yeri olduğu ve bununla ilgili bir hadis olduğu her zaman anlatılmalıdır. Yetmiyor, müftülüklerle çalışıyoruz. Cuma hutbelerinde bunu sürekli işleme diline getiriyoruz. Çok şükür bizi de kırmıyorlar. Devletimiz ve bakanlıklarımız da bu konuda yardımcı oluyor. İnşallah daha güzel günler görürüz.

KAMU BİLİNCİNİN SÜREKLİ OLMASI GEREKİYOR: Organ bağışında 2019’a göre aynı rakamlara ulaşmak üzereyiz. Pandemide 2020’de, 2021’de kötü yıllar, korkunç rakamlar yaşandı. Yüzde 40 civarında düşüş oldu. Şimdi yavaş yavaş bire bir rakamlara geliyor ama bunun tam olarak ortaya çıkması için pandeminin bir an önce bitmesi gerekiyor. Artık yeni bir mutant var. Bununla ilgili soru işaretleri var. Aşılarla ilgili bazı endişeler var. Bu nedenle kamuoyunu sürekli bilinçlendirmek gerekmektedir. Bu bahiste sizin gibi pahalı ajanslara büyük iş düşüyor.

ORGAN NAKLİ TİCARETİ VE MAFYA VAR: Şimdi organ nakli işi ve mafya var. Bu istismar ediliyor. Ancak bu sorunu çözebilecek bazı ülkeler var. Mesela İran Modeli diyoruz. İran bu görevi bizzat devlet olarak üstlenmiştir. Telsizin ortasındaki tek aracı durum. Bu vesileyle, o biçimde ele aldı. Örneğin, İspanyol Modeli. İspanyol Modeli’nin organ nakli koordinatörleri var. Yani onların tek işi bu nakil koordinatörü. İyi sayılabilecek organ nakli koordinatörlerimiz de var ama onlar bu işi ikincil meslek olarak yapıyorlar. Ne yapalım? Bu iş tam anlamıyla birincil meslek olarak anlatılmalıdır. İspanyol Modelinde olduğu gibi, temel bir maaş almaları ve ayrıca ürettikleri, ürettikleri veya ürettikleri her organ için bir liyakat ikramiyesi almaları gerekir. Türkiye şu anda bu konumda değil ama bir Belçika Modeli var. Üzerinde çalışılıyor. Belçika Modeli’nde denilir ki; eğer hayattayken noter aracılığıyla iki şahit huzurunda vasiyet etmişse artık bu vasiyetin yerine getirilmesi gerekir.

ONAY AŞAMASINDA SORUNLAR YAŞIYORUZ: Olgumuzda beyin ölümü sonrası kadavradan nakil yapılmaktadır. Bu kadavradan nakil için kişinin en yakın akrabalarının onayı gerekir. Maalesef bu olayın yüzde 20’si zaten verilmiş durumda. Bu sayı çok değerli. Pandemide en önemli sorunu da onay aşamasında yaşadık. Yüzde 22 onay verildi, şimdi bu sayı yüzde 12’ye düştü. Bu kötü. Yine yüzde 20, yüzde 30’lara çıkarmamız gerekiyor.

ARAYANLARIN ÇOĞU ORGANLARINI SATIYOR VE HAYATLARINI YAŞAMAK İÇİN İHTİYAÇLARINI SAĞLIYOR: Bizi hep organ satışı için deniyorlar. Gerçekten ciddi bir ihtiyaç var. Örneğin, çocuğunuzun ciddi bir hastalığı var. Bu para gerektirir. Bunun için paraya ihtiyacı var. Anne, baba telefonda ‘Bana bir şans verin’ diye yalvarıyor. Bu işin bir istisnası yok ama çoğunluk ne yazık ki sırf ticaret için yani organlarını satarak para kazanmak için bu işi satmak istiyor. O parayla az önce bahsettiğim gibi bir ihtiyaç için değil hayatını idame ettirmek ve ihtiyaçlarını karşılamak için çocuğunun tedavisini yapıyor. Maalesef çoğu böyle. Ancak ne olmalı? Gerçek ihtiyaç sahipleri bir sistem tarafından denetlenmelidir. Bir etüdden geçmesi gerekir. O zaman fırsat yaratabilir ama bunların hepsi suistimale açık bahislerdir. O yüzden şimdilik karşıyız. Türk Böbrek Vakfı olarak bu işin ticaretinin yasak olduğunu ve kesinlikle kabul edilemez olduğunu vurgulamak isteriz.”

BÖBREK HASTASI KADRİYE ŞENKAYA: NAKİL İSTİYORUM

Türkiye Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi’nde böbrek yetmezliği nedeniyle tedavi gören 2 yıllık böbrek hastası Kadriye Şenkaya da şöyle konuştu:

“5 yıl önce kalp ameliyatı oldum. 4 damarım açıldı. Şimdi 1.5 yıldır haftada 3 gün diyalize giriyorum. Böbrek hastası olarak buraya gelmek çok zor. Kalkmak çok zor. Sabah buraya gelip 4 saat burada yatsınlar. Böbreklerini bağışlasalar yani bir tanesiyle yaşamak mümkün. Çok rahat olur değil mi? Ben nakil olmak istiyorum.”

DİYALİZ HASTASI HAMZA ÖZTÜRK: HER ORGAN BİZİM İÇİN YENİ BİR HAYAT DEMEKTİR

50 yaşındaki diyaliz hastası Hamza Öztürk, “Kimse böyle yaşamak istemez. İnşallah bu duyurularla organ bağışına ilgi artar” dedi.

“Yaklaşık 2 aydır diyalize başladım. Yüksek tansiyonla ilgili sıkıntılarım vardı. Maalesef hayatıma diyalize devam ediyorum. Şimdi medyada daha önce de gördük, organ bağışı söz konusu. Ama iş kendi meselesine gelince. kendi kendine değerini daha iyi anlıyor.Organ bağışında çok ciddi sıkıntılar var.Ne yazık ki bu konuda gerek dünyadan gerekse Avrupa’dan çok gerideyiz.Bunun teşvik edilmesi gerekiyor.Bunun bilinmesini isterim ki bağış yapacaklar Herhangi bir sağlık problemimiz yok.Biz şuurlu olmadığımız için insanlar endişe ile yaklaşıyor.Kimi sağlık problemi olacağını düşündüğü için,bazıları dini inancından dolayı.Kaygı ile yaklaşıyorlar ama unutmasınlar ki her organ yeni bir organ demektir. Bu bizim için yeni bir hayat demek.Onların bize yeni bir hayat sunmalarının önünü açıyor.Kimse bu halde yaşamak istemiyor.Umarım bu duyurularla organ bağışına olan ilgi artar. bunlardan kurtulmak e rahatsızlıklar. “

BİLAL GÖRÇİN: BİR BÖBREK ALIRSANIZ KALAN BÖBREK O KİŞİYE ÖMÜR KADAR GELİR

Türk Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi Başhekimi ve Nefroloji Uzmanı Dr. Bilal Görçin de donörlerin sağlıklarının bozulmadığına dikkat çekti. Görçin, herkesi hayat kurtarmak için organ bağışına çağırdı ve şunları söyledi:

“Şu anda diyalize giren hastalar böbrek fonksiyonlarının yüzde 90’ını geri dönülmez şekilde kaybetmiş hastalar. Yani bir insanın iki böbreğinin de yüzde 90’ı bitene kadar bu hastaları diyalize almıyoruz. İnsan hayatını böbrekle devam ettirebiliyor. yüzde 50-70-80 çalışıyor.Tek böbrekle hayatını, bütün hayatını idame ettirebiliyor.İşte görüyoruz.Bir hasta geliyor, 80 yaşında bir kadın 11 doğurmuş. yaşında kadın, tek böbrek.Tek böbrekle askerlik yapıp her türlü işi yapan çok insan var.Bu nedenle dünyada ilk organ nakli böbreklerden yapıldı.Çünkü bizim iki böbreğimiz var. Bir tane alsanız bile kalan böbreği o kişinin yaşamasına yeter.Anneden,babadan,kardeşten,bir hastadan birer böbreği alıp diğer hastaya naklediyoruz.İkisi de tek böbrekle devam edebilir. İnsanların hayatlarını devam ettirebilmeleri için böbreklerinin olmasında bir sakınca yoktur.”

GÖRÜNTÜ Dökümü

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk

2 yıldır böbrek hastası olan Kadriye Şenkaya

50 yaşındaki diyaliz hastası Hamza Öztürk

Türk Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi Başhekimi ve Nefroloji Uzmanı Dr. Bilal Görcin

Genel Görseller

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu